Ülkemiz jeolojik yapısı itibariyle, büyük can ve mal kayıplarına yol açabilecek doğal afetlerin sıklıkla görüldüğü bir kuşakta yer almaktadır. Özellikle deprem ülke nüfusumuzun %95 gibi büyük bir kısmını, doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen ciddi bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu nedenle 27.12.1999 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortası'na dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince 27.09. 2000 tarihinden itibaren, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler Zorunlu Deprem Sigortasına tabi tutulmuştur.
Sigorta Kapsamı Dışında Bırakılan Binalar
- 9/11/1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununa tabi olan veya kamu hizmet binası olarak kullanılan binalar ve bağımsız bölümler,
- Köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yapılan binalar,
- Tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar,
- Projesi bulunmayan ve mühendislik hizmeti görmemiş binalar,
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binalar,
- Taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binalar,
- Yetkili kamu kurumları tarafından yıkılmasına karar verilen binalar ile mesken olarak kullanıma uygun olmayan, bakımsız, harap veya metruk binalar."
Sigorta primleri, yüksek riskli bölgelerde daha çok, düşük riskli bölgelerde daha az olacak şekilde belirlenmektedir. Buna göre; 5 risk bölgesi ve 3 farklı yapı tarzına göre belirlenmiş 15 ayrı tarife fiyatı bulunmaktadır. Deprem risk bölgeleri ayrımında, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanan "Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası" esas alınmaktadır.